Kadim Türk Şehirleri Kültür Sanat Tarih Türk Dünyası

18 Ekim – Semerkant Şehir Günü

Yazan Tüdev

Semerkant, dünya medeniyetinin beşiği, kadim sanatların hâlâ canlılığını sürdürdüğü, yüzyıllardır süregelen halk el sanatları geleneklerinin korunduğu kadim bir şehirdir.

Günümüzde Semerkant el sanatları hem yerel hem de uluslararası alanda büyük talep görmektedir. Turistler şehri sadece Registan Meydanı’nı veya Şah-ı Zinde Külliyesi’ni ziyaret etmek için değil, aynı zamanda yerel zanaatkarların muhteşem eserlerini görmek için de ziyaret etmektedir.

Konigil köyünde bulunan Meros Kağıt Fabrikası, uzun zamandır popüler bir turistik yer. Burada, eski teknolojiler yeniden canlandırılıyor ve dut ağacı liflerinden otantik Semerkant ipek kağıdı üretiliyor.

Fabrika işçisi Alişer Mamatov’a göre, burada üretilen kağıt ürünleri 7. ve 8. yüzyıllara dayanan teknolojiler kullanılarak üretiliyor:

“Eski kağıt yapım yöntemlerini kullanıyoruz. O zamanlar Königil’de her biri kendi mührüne sahip yüzden fazla atölye faaliyet gösteriyordu. Semerkant kağıdı dünyanın en kaliteli kağıtlarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu gelenek, 1995 yılında yerel zanaatkar Zarif Mukhtorov’un girişimiyle yeniden canlandırıldı. Meros fabrikasında kağıt yapım sürecinin tamamı elle yapılıyor. Hammadde olarak dut kabuğu kullanılıyor. Kabuğun kabuğu soyulup kaynatılıp dövülüyor. Elde edilen kütle dikey olarak preslenip kurutuluyor. Ardından zanaatkarlar tarafından parlatılıyor.”

Fabrika işçisi Habiba Pulatova’nın da belirttiği gibi, kağıt yapımında kullanılan kadim yöntem ve teknolojiler ziyaretçileri ve turistleri hayrete düşürüyor:

“Misafirlerimize kağıt yapım sürecini gösteriyor ve kendi kağıtlarını yapma fırsatı sunuyoruz. Turistler, dükkânımızdan sadece ulusal gelenekleri öğrenmekle kalmıyor, aynı zamanda hediyelik eşyalar da satın alabiliyor. 2020 yılında Konigil köyü “turist köyü” statüsüne kavuştu. Siyob Nehri kıyısındaki yürüyüşler, zanaat atölyeleri ve geleneksel yemekler, misafirlere sadece dinlenme fırsatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgemizin kültürel ve sanatsal mirasına da dalma fırsatı sunuyor”.

Şirket çalışanı Gülnoza Şukurova, halı dokumacılığının çok büyük sabır ve dikkat gerektiren bir iş olduğunu söyledi:

“Her ipliğin hassas dokusu ve her rengin birleşimi ilk bakışta küçük detaylar gibi görünse de, bir halının güzelliğini yaratanlar bunlardır. 1996’dan beri burada çalışıyorum. İşletmemizde üretilen halılar bugün sadece yerel pazarlarda değil, uluslararası sergilerde de ilgi görüyor. Zariflikleri ve doğal renk tonlarının uyumlu birleşimi, turistler için Özbek el sanatları sanatının bir sembolü haline geldi”.

Kısacası, Semerkant el sanatları, maddi kültürümüzün ayrılmaz bir parçası, halkımızın çalışkanlığının ve ince zevkinin canlı bir tezahürüdür.

Bugün, kadim gelenekler modern altyapıyla uyumlu bir şekilde harmanlanarak turizm için yeni fırsatlar sunmaktadır. Semerkant el sanatları, yalnızca tarihi bir hafıza değil, aynı zamanda Özbekistan’ın kültürel kimliğini dünyaya yansıtan eşsiz bir mirastır.

Yorum yazabilirsiniz