Tarih Türk Dünyası

Altın Adam: Kazakistan’ın Başlıca Arkeolojik Keşfinin Sırları

Yazan Tüdev

Kazakistan’daki en ikonik arkeolojik buluntulardan biri, aynı adı taşıyan nehrin kıyısındaki Issık mezar höyüğünde yapılan kazılar sırasında keşfedilen, altın giysili bir Saka savaşçısının kalıntıları olan Altın Adam’dır. Esik Tarih ve Kültür Müzesi-Rezervi Müdürü Gulmira Mukhtarova, bu eşsiz anıtla ilgili efsaneler ve gerçekler hakkında bilgi verdi.

Keşif Tarihi: 1969 mu yoksa 1970 mi?

Tarih bilimleri uzmanı Gulmira Mukhtarova’ya göre, Altın Adam’ın keşif tarihi konusunda yaygın bir yanılgı var.

– Birçok kişi keşfin 1969 yılında yapıldığından emin, bu tarih ders kitaplarında bile bulunabilir. Aslında Altın Adam 1970 yılında bulundu. Höyük kazıları 1969’da başladı ve ertesi yıl devam etti. Altın Adam 1970 yılında keşfedildi. Bu gerçek genellikle karıştırılsa da, bilinmesi önemlidir, diye vurguladı.

Altın Takı ve Gümüş Kase

Arkeologların Altın Adam’la birlikte dört binden fazla altın eşya ve mücevher bulduğu herkesçe biliniyor. Ancak, mezarda daha sonra Issık olarak adlandırılan, üzerinde benzersiz bir yazıt bulunan gümüş bir kasenin de bulunduğu herkes tarafından bilinmiyor.

— Alfabe ve yazı tipine bu isim, daha önce hiçbir yerde bulunmadıkları için verilmişti. Gümüş kasedeki yazıt 26 işaretten oluşuyordu ve bu, türünün ilk örneğiydi. Günümüzde buna Issık yazısı deniyor. Bilim insanları metni çözmeye çalıştılar, otuzdan fazla versiyon var, ancak bir fikir birliği yok ve yazıt hâlâ çözülemiyor, — diye belirtti Mukhtarova.

Issık Yazısının Sırları

Daha sonra Güney Özbekistan’ın Talas bölgesinde ve Afganistan’da benzer yazıtlar bulundu, ancak bilim camiasında hâlâ Issık olarak adlandırılıyorlar.

Gulmira Mukhtarova, akademisyen ve filolog Altay Amanjolov’un önce bunları okumaya çalıştığını söyledi: “Daha sonra İran, Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan’dan bilim insanları da çalışmaya katıldı. Ancak yorumları farklıydı ve metnin içeriği hakkında hâlâ tek bir görüş yokdu”.

Yazıtı çözmeye yönelik son girişimlerden biri, Türkolog Aleksandr Garkavets’in çalışmasıydı.

– Metinde “savaşçı kız” ifadesinin geçtiğini ileri süren Garkavets, Altın Adam’ın bir kadın olabileceğini ve mezarda bulunan kadehin de bir ganimet olabileceğini öne sürdü. Bu mantıkla, bir kadına ait kadehin bir erkek mezarına konması pek olası değil, diye açıkladı Gulmira Railovna.

 

DNA Analizi ve Yeni Umutlar

Altın Adam’ın iskelet kalıntıları şu anda Esik Devlet Tarih ve Kültür Müzesi-Rezervi’nin fonlarında saklanmaktadır. Danimarka ve Almanya’dan yabancı yatırımcıların desteğiyle kalıntıların DNA ve radyokarbon analizinin yapılması için çeşitli girişimlerde bulunulmuştur.

– Maalesef henüz kesin bir sonuç yok. Keşfin üzerinden 55 yıldan fazla zaman geçti ve kalıntılar bir süre genetik materyalin korunması için elverişsiz koşullarda saklandı. Ancak araştırmalar devam ediyor ve bilim insanlarının yakında değerli bilimsel veriler elde edip bunları Kazakistan’a aktarabileceklerini umuyoruz, – diye, müze-rezervi müdürü vurguladı.

Yorum yazabilirsiniz