Semerkant ve Herat’ın görkemli yapılarına, yükselen minarelerine ve ihtişamlı saraylarına hayran kalırken, bu yapıları yaptıran hükümdarları hemen hatırlarız. Emir Timur, Şahruh Mirza, Uluğ Bey…
Peki, bu yapıları tasarlayanları, bu yapılara hayat verenleri tanıyor muyuz? Bu tarihi şaheserleri inşa ederek hayali gerçeğe dönüştüren mühendislik dehalarını? Yüzyıllardır göz kamaştıran yapılar yaratan birçok büyük mimarın adı unutuldu. Tarih kitaplarında unutuldular.
Ancak şans eseri, döneminin bu büyük mimarlarından birini tanıyoruz. “Mujmali Fasihiy” adlı eser, olayları kayıt altına almakla kalmıyor, aynı zamanda mimar Kavomiddin Şirazi’nin unutulmuş dehası hakkında da eşsiz bilgiler sunuyor.
Fasih Havafi, eserinde Kavomidin Şirazi’nin kesin ölüm tarihini veriyor: 17 Ocak 1439. İlk bakışta bunlar sadece kuru rakamlar gibi görünse de, aslında tüm bir dönemin mimari tarihini incelemek için kilit öneme sahipler. Sanat tarihçileri için bu bilgi paha biçilmezdir, çünkü Doğu’nun en güzel yapılarını tek bir mimarın dehasıyla ilişkilendirmemizi sağlar. Fasih Havafi’ye göre, Semerkant’taki ünlü Dilkuşo Bahçesi (1396), Keş’teki (Şahrisabz) Tahti Karaça Sarayı (1397) ve Semerkant’taki görkemli katedral camisi (1399) gibi düzinelerce yapıyı tasarlayan ve yöneten Kavomidin Şirazi’ydi.
Sadece bu liste bile bu adamın ne kadar üretken ve yetenekli olduğunu gösteriyor. O sadece bir mimar değil, aynı zamanda tüm imparatorluğun “baş mühendisi”ydi. Akademisyen Dilorom Yusupova’nın “Muzhmali Fasihi” kitabının önsözünde belirttiği gibi, Fasih Havafi’nin bu bilgisi sanat tarihçileri için büyük önem taşıyor, çünkü Doğu’da günümüze ulaşan görkemli yapıların inşasında yer alan birçok ustanın adı hala bilinmiyor. Qavomiddin Shirazi, yapıların sadece güzelliğine değil, aynı zamanda dayanıklılığına, iklim koşullarına uygunluğuna ve işlevselliğine de aynı derecede önem veriyordu. Projeleri, mühendislik ve sanatı uyumlu bir şekilde birleştiriyor. Dilkuşo Bahçesi’ndeki çeşme sisteminden katedral camisinin kubbesinin ihtişamına kadar, mimarın dehası her şeyde açıkça görülüyor.
En şaşırtıcı olanı, Kavomiddin Şirazi’nin Emir Timur’un görkemli inşaat projelerini hayata geçirmekle sınırlı kalmamış olmasıdır. Şahruh Mirza yönetimindeki çalışmalarını sürdürmüş ve Herat mimarlık ekolünün oluşumuna önemli katkılarda bulunmuştur.
Meşhed’deki Gevher Şad Camii ve Medresesi de onun başyapıtları arasındadır. Bu, onun yalnızca bir hükümdarın değil, tüm bir hanedanın sanatsal ve mimari vizyonlarını somutlaştıran bir yaratıcı olduğunu göstermektedir. Adının tarih sayfalarında defalarca anılması, çağdaşları tarafından büyüklüğünün kabul edildiğinin kanıtıdır. Fasih Havâfi’nin kısa bir notu sayesinde, bugün tüm bir mimari tarzın arkasında duran bu adamı ve eşsiz yaratıcı kaderini öğrenebiliyoruz.
Tarih bize, büyük işlerin yalnızca sermaye ve güçle başarılamayacağını öğretir. Her zaman zekâ, yetenek ve özveriyle desteklenirler. Kavmiddin Şirazi gibi dâhilerin isimleri tarihin derinliklerinde kalmış olabilir, ancak yarattıkları eserler, yüzyıllar boyunca ölümsüz yeteneklerine tanıklık edecektir. Atalarımızın bıraktığı miras sadece binalar ve yapılar değil; taşlara kazınmış ve gelecek nesillere hitap eden mesajlardır.


Yorum yazabilirsiniz