Günümüzün hızla değişen ve karmaşık küresel ortamında, Türkistan, gelişiminin yeni ve tarihsel açıdan önemli bir aşamasına giriyor. Bu süreç, bölge liderlerinin son yıllarda tesis ettiği açık diyalog, karşılıklı güven ve yapıcı iş birliği politikasının bir sonucudur.
16 Kasım’da Taşkent’te düzenlenen Türkistan Devlet Başkanları Yedinci İstişare Toplantısı, tüm bölge için tarihi öneme sahip bir başka diplomatik başarı olarak değerlendirilebilir. Zira Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in dile getirdiği girişimler, ortaya atılan fikirler ve kabul edilen önemli belgeler, bölgenin siyasi, ekonomik ve insani entegrasyonunun yeni bir aşamaya girdiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Zirvenin en önemli yeniliği, özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkistan Liderler İstişare Formatı’na tam katılımcı olarak kabul edilmesidir. Bu, Türkistan ülkeleri arasındaki işbirliği çerçevesini genişletmekle kalmayacak, aynı zamanda Güney Kafkasya ile yeni jeopolitik ve ekonomik bağlar için sağlam bir temel oluşturacaktır.
Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun inşası ve Trans-Afganistan ve Trans-Hazar koridorlarının geliştirilmesi; bu projelerin her biri, bölgenin coğrafi avantajını ekonomik bir avantaja dönüştürecektir. Bu projeler, yalnızca ülkeler arasındaki ulaşım bağlantısını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Hazar’dan Avrupa’ya uzanan geniş lojistik alanını da birbirine bağlayacaktır.
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, bu kararı “Türkistan ile Güney Kafkasya arasında güçlü bir köprü kurmak” olarak nitelendirdi. Bu adım, şüphesiz iki bölge arasındaki lojistik, enerji iş birliği, ticaret ve yatırım bağlarını yeni bir seviyeye taşıyacaktır.
Değişiklik, yalnızca devletler arasındaki stratejik ortaklığı değil, aynı zamanda bölgenin siyasi ağırlığını da önemli ölçüde güçlendirecektir. Günümüzde Türkistan’da dayanışma ruhunun güçlenmesi, uluslararası alanda birleşik bir duruşun oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Ayrıca, Özbekistan devlet başkanının da belirttiği gibi, İstişare Toplantıları Yönetmeliği’nin kabul edilmesi, dönüşümlü olarak faaliyet gösteren bir Sekretarya’nın oluşturulması ve ulusal koordinatörlerin özel cumhurbaşkanlığı temsilcileri seviyesine yükseltilmesi, bu formatın sürekli ve sistematik bir iş birliği platformuna dönüştürülmesine hizmet edecektir.
Şevket Mirziyoyev’in 2035 yılına kadar Bölgesel Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Programı geliştirme önerisi, karşılıklı ticaret hacimlerinin en az iki katına çıkarılması, idari engellerin azaltılması, serbest ekonomik bölgelerin ortak kullanımı ve e-ticaretin geliştirilmesi gibi alanları kapsamaktadır. Nitekim, günümüzün dijital ekonomisi bağlamında, Türkistan ülkelerinin elektronik ticaret platformlarını birleştirme girişimi büyük bir potansiyele sahiptir.
Kabul edilen Bölgesel Güvenlik Konsepti ve Riskler ve Tehditler Kataloğu, önümüzdeki yıllar için ortak bir güvenlik politikası geliştirmenin temelini oluşturacaktır. Afganistan da önemli bir odak noktasıydı. Cumhurbaşkanı’nın Afganistan’ı altyapı, enerji ve ulaşım projelerine entegre etme önerisi, bölgesel istikrarın sağlanması için önemli bir ön koşuldur.
Bir diğer son derece önemli girişimin ise 2026-2036 yıllarının “Türkistan’da Akılcı Su Kullanımı için Pratik Eylem On Yılı” ilan edilmesi önerisi olduğunu belirtmekte fayda var. Özellikle Taşkent’te Su Kaynakları Yönetimi Bölgesel Yeterlilik Merkezi kurulması önerisi, bu alandaki personel açığının giderilmesine yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, küresel ölçekte süregelen karmaşık jeopolitik koşullarda, bölge ülkeleri arasındaki dayanışmanın her zamankinden daha önemli olduğu belirtilmelidir. Bölge liderlerinin istişare toplantısı, ortaya atılan girişimler ve imzalanan belgelerle birlikte, Türkistan’ın önümüzdeki 10-20 yıldaki gelişimine dair net bir kavramsal yaklaşım sunmuştur.
En önemlisi, bu girişimler hem ülkemiz hem de tüm bölge için büyük stratejik öneme sahiptir. Bu bağlamda, Türkistan Devlet Başkanları Yedinci İstişare Toplantısı, bu yolda yeni ve kritik bir aşamanın başlangıcını işaret etmektedir.


Yorum yazabilirsiniz