Timur İmparatorluğu’nun Bilgelik ve İhtişam Sahnesi
Registan Meydanı, Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yer alan ve Türkistan’ın en görkemli kültür miraslarından biri olarak kabul edilen bir meydandır. Adı Farsça “kumluk yer / kumla kaplı saha” anlamına gelir; ancak tarih boyunca burası kumdan çok bilgeliğin, sanatın ve devlet yönetiminin kalbinin attığı yer olmuştur. Timur İmparatorluğu döneminde şekillenen meydan, üç büyük medrese ile çevrili mimari bir şaheserdir.
Tarihçe ve Kuruluş Dönemi
Registan’ın tarihi, 14. yüzyılda Timur (Tamerlane) dönemine kadar uzanır. Timur, Semerkant’ı imparatorluğunun başkenti yaptıktan sonra burayı bilim, sanat ve mimarinin merkezi hâline getirmek istedi. Registan da bu vizyonun bir parçası olarak ortaya çıktı.
Asıl ihtişamlı hâlini ise Timur’un torunu Uluğ Bey zamanında aldı. 15. yüzyılın başlarında meydanın ilk büyük yapısı olan Uluğ Bey Medresesi inşa edildi. Uluğ Bey, hem bir devlet adamı hem bir matematikçi ve astronom olduğu için, bu medreseyi dönemin en ileri eğitim kurumlarından birine dönüştürdü.
Meydanı Şekillendiren Üç Büyük Medrese
Registan’ı eşsiz kılan unsur, meydanın üç tarafında yer alan ve farklı dönemlerde yapılmış olan üç devasa medresedir. Bu yapılar, İslam mimarisinin ve Türkistan sanatının zirvesi olarak kabul edilir.
1. Uluğ Bey Medresesi (1417–1420)
-
Meydanın en eski yapısıdır.
-
Yıldızlar ve zaman bilimleri ile ilgili eğitimler verilirdi.
-
Cebir, geometri ve astronomi dersleriyle ünlüydü.
-
Cephede mavi-beyaz çinilerle işlenmiş geometrik süslemeler hâkimdir.
Uluğ Bey’in “Bilgi güçtür” anlayışı burada somutlaşmıştır.
2. Şirdar Medresesi (1619–1636)
-
Şirdar, Farsça “aslanlı” demektir.
-
Cephesinde aslan ve güneş figürlerinin yer aldığı ünlü tasvir bulunur.
-
Bu figürler, Türkistan’ın eski sembolizminin İslam mimarisine yansımış hâlidir.
Timur sonrası dönemin Emir Yalangtoş Bahadır tarafından yaptırılmıştır.
3. Tilla-Kari Medresesi (1646–1660)
-
“Altın işlemeli” anlamına gelir.
-
Medrese aynı zamanda büyük bir cami olarak da tasarlanmıştır.
-
İç mekânındaki altın kaplama süslemeler İpek Yolu zenginliğini simgeler.
Bu üç medrese bir araya geldiğinde, Registan Meydanı dünyanın en etkileyici kültürel üçlülerinden birini oluşturur.
Bilim, Ticaret ve Eğitimin Merkezi
Tarih boyunca Registan yalnızca bir mimari eser değil;
-
Devlet duyurularının yapıldığı,
-
Ticaretin hareketlendiği,
-
Dini törenlerin düzenlendiği,
-
Alimlerin ders verdiği,
-
Seferlerin ilan edildiği
büyük bir kamusal alan işlevi gördü.
Özellikle Uluğ Bey döneminde Semerkant ruhunu şekillendiren bilimsel çalışmalar burada başlamış, Registan bu nedenle “Doğu rönesansının kalbi” olarak görülmüştür.
Mimari ve Kültürel Önemi
Registan’daki çini işçiliği, İslam sanatının en gelişmiş örnekleri arasındadır.
-
Turkuaz, lacivert ve altın renklerin hâkim olduğu mozaikler
-
Geometrik desenler
-
Sembolik hayvan figürleri
-
Kufi ve nesih yazı stillerinde hat süslemeleri
bir araya gelerek dünya mimarlık tarihini derinden etkilemiştir.
UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilen meydan, Türkistan’daki Türk-Moğol mimarisinin ve İpek Yolu’nun kültürel birikiminin zirve noktasıdır.


Yorum yazabilirsiniz