Özbekistan’ın enerji sistemini çeşitlendirmek ve sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak amacıyla nükleer enerjinin geliştirilmesine özel önem verilmektedir.
Bu doğrultuda alınan tedbirler, ülkenin enerji bağımsızlığının güçlendirilmesinde, elektrik üretiminin artırılmasında ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasında önemli rol oynamaktadır.
Özbekistan ve Rusya arasında imzalanan bir dizi önemli belge, Cizzak bölgesindeki ilk nükleer santralin inşası için önemli bir yasal dayanak oluşturmaktadır.
Bu yıl 25-26 Eylül tarihlerinde Moskova’da Ulusal Ekonomi Başarıları Sergisi kapsamında düzenlenen Dünya Atom Haftası’na katılan Özbek heyetinin temsilcileri, bu projenin stratejik önemini vurguladılar.
Bu prestijli etkinliğe katılan bağımsız uzman ve siyaset bilimci Bakhtiyor Ergashev, şunları söyledi:
“Son 50-60 yıldır nükleer santraller ağırlıklı olarak Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gibi Batı ülkelerinde inşa edildi. Ancak bu olay, Küresel Güney ülkelerinin (Türkiye, Mısır, Bangladeş ve Hindistan) artık aktif olarak nükleer enerjiye yöneldiğini, büyük projeler geliştirip hayata geçirdiğini gösterdi. Özbekistan da bugün bu ülkeler arasında hak ettiği yeri almaya çalışıyor. Hafta boyunca en az 10 ülkenin daha nükleer santral inşa etmekle ilgilendiğini öğrendim.
Benim için bu Haftanın en önemli sonucu, Küresel Güney’in nükleer enerjiyi geliştirme yolunda kararlı adımlar atması oldu. Etkinlikte birçok ülke nükleer tıp alanındaki gelişmelerini sergilerken, diğerleri küçük ölçekli nükleer santral projelerini anlattı. Bazı katılımcılar, büyük ölçekli nükleer santrallere olan ihtiyacın arttığına dikkat çekti”.
Uzmana göre, nükleer santralin inşası ülke için önemli bir gelişme:
“Ancak bazı vatandaşlar su sıkıntısı yaşadığımızı ve santralin çalışması için büyük miktarda suya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Nükleer santral reaktörleri çeşitlilik gösterir. Örneğin, Kalinin Nükleer Santrali’ni ele alırsak, orada bol su vardır, bu nedenle su temini sorunu yaşanmaz. Ancak bizim durumumuz biraz farklı. Bu nedenle uzmanlar bu konuya özellikle dikkat ediyor.
Bu sorun sadece Özbekistan’ı değil, diğer ülkeleri de etkiliyor. Çözüm modern teknolojilerde yatıyor. Örneğin, su tüketimini iki ila üç kat azaltan teknolojiler mevcut. Bu tür teknolojiler Macaristan’da mevcut ve hem küçük hem de büyük reaktörlere uyarlanabiliyor. Çin’de de benzer gelişmeler yaşanıyor.
Günümüzdeki küresel deneyimin, bu sorunu derinlemesine inceleyip çözmemize olanak sağladığını vurgulamakta fayda var. Su verimliliğini kesinlikle sağlamamız gerekiyor. Önemli olan, sorunu anlayıp bir çözüm arayışında olmamız.
Bir diğer önemli noktaya da değinmek istiyorum: Nükleer santral inşaatı için seçilen alanda su kaynakları mevcut. Uzmanlar, projenin ihtiyaçları için yeterli su olduğunu iddia ediyor”.
Yorum yazabilirsiniz