Ekonomi Güvenlik Siyaset

Türkistan’nın Geleceği: Tek Bir Görüntü ve Kalkınma Yolu

Yazan Tüdev

Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Candos Şeymardanov Türkistan’nın geleceği ile ilgili açıklamalarda bulundu:

“Bugün, yeni Türkistan’dan bahsederken, bölgesel ortaklıkların görünümünde çarpıcı bir değişime tanık oluyoruz. Birkaç yıl önce diyaloğumuz ağırlıklı olarak ikili düzeyde yürütülürken, artık odak noktası çok taraflı formatlar ve projeler. Türkistan’ın ekonomik, jeopolitik ve iklimsel olmak üzere çeşitli dış şoklara karşı dirençli olduğu unutulmamalıdır. Bu süreçte, sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin koordinasyonu, ulaştırma, lojistik ve enerji sektörlerindeki girişimlerin uyumlu hale getirilmesi ve bölgemizin küresel platformlarda tek bir ses olarak ortak bir şekilde desteklenmesi her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.

Gelecekte sadece coğrafi yakınlığa değil, aynı zamanda ortak kalkınma ve ortak kararlar alma yönünde bilinçli bir tercihe sahip olacağımıza inanıyorum. Hayal ettiğimiz ortaklığın bu şekilde inşa edileceğine büyük umutlarım vardır”.

Bölgede işbirliğini geliştirmeye yönelik somut tedbirlerden bahseden C. Şeymardanov, şu anda “Türkistan’ı küresel değer zincirlerine entegre bir bölge, ekonomik bir sektör olarak sunacak ortak bir pazarlama stratejisine son derece ihtiyac olduğunu” vurguladı.

Türkistan, BM sisteminde zaten önemli bir yer tutuyor ve jeopolitik açıdan tanınabilir bir marka haline geldi, diye uzman devam etti:

“Şimdi bu önemli sonucu ekonomik içerikle desteklememiz gerekiyor. Bölgemizin dinamik olarak gelişen ve birbirine bağlı bir alan olarak bütüncül bir imajını oluşturmalıyız. Aynı zamanda, her ülke kendine özgü mantıksal ve stratejik görevini yerine getiriyor. Sadece ürün ve sermayeyle değil, sembol ve imgelerle de ilişkilendirilen küresel rekabet ortamında, Türkistan için tek bir marka ekonomik çekiciliğin önemli bir aracı haline gelebilir”.

Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı konuşmasının sonunda, sadece bireysel devletler düzeyinde işbirliğinin derinleştirilmesinin yeterli olmadığını, bu sürece akademik ve iş çevreleri ile sivil toplum temsilcilerinin de dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.

Analist, bu yaklaşımın yalnızca mevcut tehditlere hızlı yanıt vermeye değil, aynı zamanda gelecekteki eğilimleri tahmin etmeye ve ortaklarla koordinasyon içinde değişikliklere daha etkili bir şekilde uyum sağlamaya yardımcı olacağı görüşünü savundu.

Yorum yazabilirsiniz