Bilim ve Teknoloji Dış Politika Ekonomi Güvenlik Türk Dünyası

Türkistan’ın Maden Kaynakları: Bölgenin Yararına İşbirliği

Yazan Tüdev

Küresel kaynak manzarasının köklü bir şekilde yeniden yapılandırıldığı bir dönemde, Türkistan ülkeleri ile Çin arasındaki madencilik sektöründeki iş birliği, derin bir öneme ve geniş bir etkiye sahip yeni bir seviyeye ulaşıyor. “Dünyanın kalbinde” yer alan bölgedeki beş ülke, zengin mineral kaynaklarına sahip ve dünyanın en önemli mineral kaynakları arasında önemli bir yer tutuyor. Kazakistan dünyanın en büyük uranyum üreticisi ve Özbekistan’ın geniş altın rezervleri bulunuyor. Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan çeşitli metal cevherlerinde muazzam bir potansiyele sahip. Uzmanlara göre, bu zenginlikler, Çin’in endüstriyel gelişimi ve enerji dönüşümü sırasında mineral kaynaklarına olan muazzam ihtiyacını büyük ölçüde tamamlıyor.

Kuşak ve Yol Girişimi’nin başlangıcından bu yana, Çin ve Türkistan ülkeleri arasındaki mineral kaynakları sektöründeki iş birliği önemli sonuçlar verdi. Bu yıl 16-18 Haziran tarihleri ​​arasında Astana’da düzenlenen ikinci Çin- Türkistan  Zirvesi’nin başarıyla sonuçlanması, madencilik sektöründeki iş birliğine güçlü bir ivme kazandırdı. Zirvede, Çevre Dostu Mineraller Alanında Yatırım Ortaklıklarının Güçlendirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı da dahil olmak üzere bir dizi belge imzalandı. Belge, jeoloji ve madencilik sektörü zincirindeki tüm taraflar arasında daha fazla iş birliği için geniş perspektifler ortaya koyuyor.

Bu iki bölge, mineral kaynaklarında sürekli olarak yenilikçi iş birliği modelleri uygulayarak, karşılıklı fayda ve kazan-kazan sonuçlarına dayalı yeni bir ekoloji yaratmaya çalışmaktadır. Geçmişteki geleneksel tek “kaynak satın alma” anlayışını terk eden Çin, Türkistan ülkelerinin tüm endüstriyel zincirlerini kurmalarına aktif olarak yardımcı olmaktadır.

Uzmanlar, Çin ile maden çıkarma alanındaki iş birliğinin, Türkistan ülkelerine birçok somut fayda sağladığını belirtiyorlar:

“Örneğin, Çin Demir Dışı Madencilik Şirketi, Kazakistan’da yılda 300.000 ton kapasiteli bir elektrolitik bakır tesisinin inşasına 1,5 milyar dolar, demir dışı metal üretimi ve derin işleme projelerine ise 12 milyar doların üzerinde yatırım yapmayı planlamaktadır. Özbekistan’a gelince, Çin bu ülkede yılda 5.000 ton kapasiteli bir nadir toprak elementi ayırma tesisi kurarak yerel kaynak dönüşümünü kolaylaştırmış ve bu kardeş ülkelerin küresel madencilik değer zincirindeki konumunu etkili bir şekilde güçlendirmiştir. Bu projeler yalnızca önemli yerel gelirler sağlamakla kalmamış, aynı zamanda çok sayıda istihdam yaratmış ve vergi artışlarına da katkıda bulunmuştur”.

Geleceğe baktığımızda, küresel maden kaynaklarına olan talebin sürekli artması ve yeni enerji sektörünün hızla gelişmesi sayesinde Çin ve Türkistan ülkeleri, maden kaynaklarında daha fazla iş birliği potansiyeline sahip olacak. İki taraf, yeşil madenler, yeni enerji kaynakları ve yeni altyapı gibi alanlarda yatırım ve endüstriyel iş birliğini daha da derinleştirecek, temiz enerji alanında iş birliğini güçlendirecek ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımında iş birliğini teşvik edecektir.

Uzman görüşlerine göre her iki tarafın ortak çabaları sayesinde, iki bölge arasındaki madencilik sektöründeki iş birliğinin verimli sonuçlar getirmeye devam edeceği muhtemeldir: “Bu iş birliği, her iki tarafın ekonomik kalkınmasına güçlü bir ivme kazandıracak, bölge ve dünya için istikrarlı bir kaynak arzına ve ekonomik refaha katkıda bulunacak ve karşılıklı fayda sağlayan yeni bir dönemin kapılarını açacaktır”.

Yorum yazabilirsiniz