14 Mayıs 2023 seçimlerinin üzerinden yaklaşık 24 saat geçti. Seçim
sonuçları tümüyle ortaya çıktı. Bu ilk sonuçları gazeteciler, siyasi
analistler ve siyasi partiler ile bütün siyasetçiler tanımlamaya, anlamaya
ve yorumlamaya çalışıyorlar. Medyayı takip ettiğimizde de telaş içinde
birçok yorum görüyoruz.

Burada bariz bir durum bütün çıplaklığıyla önümüzde durmaktadır.
Herkesin bildiği gibi 21.yüzyılın başından bugüne kadar bütün dünyada
Milliyetçilik yükselen bir değerdir. Tarihte yaşadığımız bütün olumlu ve
olumsuz veçheleri ile yeniden toplumlarda önemli bir yer tutmaya
başlamıştır. Ben de bu konuda 17 Ocak 2021 tarihinde “Azgın
Milliyetçilik” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım (bu yazımda değişik
akımları tahlil ederek olası tehditlere dikkat çekmiştim.) Bunca yazı,
araştırma, tartışma ortada iken; Türkiye 14 Mayıs 2023 seçimlerine
hazırlanırken ki son yılında, hatta son 6 ayında, Türk Siyaset sahnesinde
2 güçlü ittifak olarak tasvir edilen her 2 yapı da bu gerçeği yadsıyarak;
dışarının önerdikleri veya üzerine spot tutulan veya günlük sokak
siyasetindeki popülaritelere bakılarak “niş” yapılardan medet umdu. Bir
veya birkaç önceki seçimde alınan seçim neticeleri ya yanlış yorumlandı
ya da etnik ayrımcılığın “Ehven-i Şer“i olarak addedilen yapılarla işbirliği
iyi bir fikirmiş gibi algılandı. Kendilerince; günlük siyasetlerinde derin
tavizler vermeksizin bu yapılara Meclis koltukları ve/veya seçim sonrası
olası başarılardan pay önerdiler. Bu, Türkiye’deki gerçek ana akım
seçmeni üzüp küstürürken bu eğilimin tamamı ile dışında bulunan bu
“niş” yapıların ağzını sulandırdı.

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN DURUMU

Dışarıda Milliyetçiliğin yükselişi sürerken çeyrek asırdır kafa
karışıklıkları, iç hesaplaşmalar, “küçük olsun ama benim olsun”cu
yaklaşımlar ile meşgul olan ve hepsinden önemlisi bir “Emekliler Derneği”
anlayışıyla hatıralarla avunan Türk Milliyetçileri ise ne dünyadaki
gelişmeleri ne de Türkiye’de yaşananları net okuyabildiler. Siyasetin aktif
olarak içinde bulunan kişiler geniş istişarelere ihtiyaç duymaksızın kendi
doğruları yönünde devam ettiler. Geriye kalanlar da Türk Siyasi
yelpazesinde değişik partilerde orta seviye görevlere talip olurken büyük
çoğunluğu da oy veren olarak kaldı.

SONUÇ

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve siyasi
partilerin milletvekilliği genel seçimine baktığımda üzülerek gördüğüm
tablo şudur:

Her iki başka görüşe sahip İttifak Grubu; önem veriyor “muş” gibi
yaptıkları Milliyetçiliğe gerektiği önemi vermemeleri ve Türk
Milliyetçiliğinin konjonktürel gücünü göz ardı etmeleri sebebiyle sandık
sonuçlarına itirazları ve bulunabilen buçuklu oylarla siyasi konumlarını
geliştirmeye çalışıyorlar. “Niş” gruplara verilen tavizler, küstürülen büyük
seçmen kitleleri ve bu esnada yapılan fahiş hatalar hala anlaşılamamış
görünmekte.

Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın aldığı oylar veriliş gerekçeleri
ve verenler açısından dikkat çekicidir. Keza; Milliyetçi Hareket Partisi ve
İyi Parti’ye giden oylar da yapılan bütün hatalara ve dikkat eksikliklerine
rağmen buralarda toplanmıştır. Netice olarak bu seçimin tek ve gerçek
galibi Türk Milliyetçiliğidir.

Bu resmetmeye çalıştığımız yapılar derlenip toparlanabilirlerse ki, bu örneğin bir “Lig” çatısı altında olabilir, bundan sonraki seçimlerde birinci parti ve seçimin galibi Türk Milliyetçiliğine değer veren,
önemseyen ve onun temiz kadrolarına imkan sağlayan yapı olacaktır.

Velhasıl bir sonraki seçimin galibi Türk Milliyetçiliğidir.

Yorum yazabilirsiniz