Özbekistan

Özbekistan, Orta Asya’nın hem kalbi hem de beynidir. Orta Asya’nın kuzeybatı ve merkezi kısmını kaplayan Özbekistan bölgenin stratejik açıdan en önemli ülkesidir. Orta Asya’nın bütün ülkele­rinde Özbek azınlık bulunmaktadır. Sov­yetler Birliği olmasaydı muhtemelen bugün Orta Asya’da bulunacak devletler sadece Öz­bek hanlıkları olacaktı. Orta Asya’da yerleşik kültürü olan tek halk olan Özbekler, aynı za­manda Orta Asya’nın en kalabalık nüfusuna (32 milyon) sahiptir. Bağımsızlığın kazanıldı­ğı 1991’de 20 milyon olan nüfusun 2020’de 35 milyonu bulması bekleniyor. Sovyetler Birliği geçmişinden dolayı Orta Asya’da İsla­mi kültür temelleri zayıflamıştır. Bu durumun tek istisnası Özbekistan’dır. Özbekistan’da İslam, köklü ve kesintisiz bir kültürel geçmi­şe sahiptir. Bundan dolayı bağımsızlık sonrası medreseler tekrar açılmış, Taşkent’te İslam Üniversitesi faaliyete geçmiştir. Afganis­tan’dan 2014’ten itibaren kademeli olarak çekilmeye başlayan ABD için Özbekistan’ın önemi artmaktadır. ABD, Afganistan’a sınırı olan Özbekistan ve Taci­kistan-Kırgızistan kara ve hava yolu üzerin­den ağır araçlarını Afganistan’dan çıkartmak için hazırlıklara başlamıştır. Bu kapsamda Afganistan’dan çıkarılacak NATO güçlerine ait teknik malzeme ve silahların bir kısmının Özbekistan’a ve Kırgızistan’a hediye edilece­ği iddia ediliyor. ABD’nin Özbekistan’daki askerî varlığı ‘üs’ yerine ‘merkez’ olarak ta­nımlanıyor. Özbekistan, 11 Eylül 2001 son­rası ABD’ye verdiği Hanabad askerî üssünü Andican olayları sonrası 2005’te kapatmıştı. 2013’ten itibaren Özbekistan’ın istikrarı Batı rüzgârlarından dolayı sarsılacaksa ve de­mokratikleşme yönünde adımlar atılacaksa değişimin gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rüzgârların Özbekistan üzerinde esmesi de muhtemel bir gelişme olarak görünüyor. Ülkeyi yaklaşık 27 yıl yöneten İslam Kerimov’un ölümünden sonra başa geçen Şevket Mirziyoyev bazı reform girişimleriyle toplumsal huzur ve barış tesis etmeyi amaçlıyor. Mirziyoyev’in ilk başlarda öncelikli olarak Özbekistan’ın komşuları, büyük güçler ve uluslararası kurumlarla olan çalkantılı ilişkilerini düzeltmeye yönelikti. Bu, Taşkent’in dışarıdan kayda değer bir destek almadan ülkeyi ileriye götürmeyeceğini anladığını açıkça gösteriyor. İki yıl içerisinde dış ilişkilerde çok daha istikrarlı bir ortam oluşturuldu. Ülkenin yeni lideri şimdi de dikkatini ekonomik fırsatlar, istihdam, büyüme, eğitim ve sosyal güvence gibi insanların hayatını daha yakından ilgilendiren konulara vermekte. Özbekistan, 32 milyona yaklaşan nüfusu, jeostratejik konumu, köklü tarihi, zengin kültürel değerleri ve ekonomik potansiyeliyle bölgesel barış ve istikrar için önemli bir konumda bulunmaktadır. Türkiye, kardeş Özbekistan ile arasındaki işbirliğinin her alanda gelişmesine büyük önem vermekte ve Türk ve Özbek halkları arasındaki yakın bağlardan güç alan ilişkilerin ilerletilmesi yönündeki iradesini korumaktadır.
Özbekistan’la ikili ticaret hacmimiz, 2016 yılında 1,24 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Hâlihazırda ülkede, başta tekstil, taahhüt, gıda, otelcilik, inşaat malzemeleri ve plastik, ilaç ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren, 100’ü temsilcilik olmak üzere toplam 500 kadar Türk sermayeli firma bulunmaktadır.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimov’un 2 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından 4 Aralık 2016 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Şevket Mirziyoyev % 88,6 oy oranıyla kazanmıştır. Son dönemde Özbekistan’la Türkiye arasındaki ikili ilişkilerimizde büyük bir atılım yaşanmakta olup, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 17-18 Kasım 2016 tarihlerinde Özbekistan’ı ziyaret etmiş, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ise 25 Ekim 2017 tarihinde ülkemize resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Son ziyaret çerçevesinde, ülkelerimiz arasında çeşitli alanlarda 25 belgeye imza atılmıştır. Bu dönemde Özbekistan’la Türkiye arasındaki ikili ilişkiler her alanda hızla gelişmekte olup, karşılıklı üst düzeyli ziyaret trafiğinin devam edeceği öngörülmektedir.

Zengin doğal kaynakları ve büyük ekonomik potansiyeli ile bölgesel liderliğin en önemli adayı olan Özbekistan petrol, doğalgaz, altın ve kömür üretiminde geniş kaynaklara sahiptir. Doğalgaz üretiminde dünya sıralamasında sekizinci olan Özbekistan Asya’nın en büyük altın madenine sahip olup rezerv bakımından dördüncü, üretim olarak yedinci sıradadır. Bakır üretiminde dünyadaki sıralaması onuncu olup uranyum rezervleri bakımından yedinci sıradadır. Bölgedeki ulaşım koridorlarının kavşağında bulunan ülke topraklarından 10 ayrı koridor geçmektedir. Türkiye, İran, Afganistan, Azerbaycan ve Orta Asya’nın beş ülkesinin içinde olduğu Ekonomik İşbirliği Örgütü çerçevesinde Tirmiz, Herat, Çaman, demir yolu hattının Herat-Serhatabad, Kirman, Astara, Van hattıyla birleştirilmesi öngörülmektedir. Coğrafi konumu Özbekistan’ın jeopolitik önemini artırmaktadır. Merkezi Asya’nın tam ortasında bulunan ülke Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Türkmenistan’la ortak sınıra dahildir. Uyuşturucu kaçakçılığının merkezlerinden biri olan Afganistan’ın Özbekistan arasındaki sınır çizgisinin dağlık bölgeden değil, Amuderya üzerinden geçmesi terörist grupları ve uyuşturucu kaçakçılarını Özbekistan sınırına yöneltmekte, bu da güvenlik sorunlarına yol açmaktadır.

Özbekistan İran’ın Tacikler üzerinden millîyetçilik duygularını körükleyeceğinden endişe duymaktadır. Buhara ve Semerkant şehirlerinde yaşayan Tacik kökenli nüfus arasında ayrılıkçı faaliyetlerin ortaya çıkma ihtimali ABD ile Özbekistan’ı İran konusunda yakınlaştırmaktadır. Ancak 2005 Mayıs’ında Andican’da yaşanan kanlı olayların ardından ABD’nin sergilediği tutum Özbekistan’ı dış politikada Rusya’ya yakınlaştırmış bir stratejik ortak haline sokmuştur. İslam Kerimov’un ölümünün ardından başa geçen Şevket Mirziyoyev bölge ülkeleriyle ilişkilerini daha da geliştiren anlaşmaları imzalamıştır. Kerimov yönetiminde içe kapalı bir görüntü veren Özbekistan son dönemlerde bölgesel ve küresel işbirliğini artıran faaliyetleriyle dikkati çekmektedir. Mevcut doğal kaynakları ve jeopolitik konumunun farkında olan Mirziyoyev yönetimi Özbekistan’ı geleceğin önemli ülkeleri arasına dahil etmeyi hedeflemiş olup bu doğrultuda politikalarını kararlı bir şekilde uygulamaktadır.

Yazar hakkında

Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ

Prof.Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, 1963 yılında Giresun’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini memleketinde tamamladı. 1985 yılında Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. 1989’da Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalında Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’un danışmanlığında hazırladığı Atebetü’l-Hakayık Grameri başlıklı yüksek lisans tezini savunarak “bilim uzmanı” unvanını aldı.

Yorum yazabilirsiniz